Beslenme Üzerine - 3

1 2 3 4 5 6 

- Patates kızartması közlenmiş patatese oranla daha yüksek glisemik indekse sahiptir. Taze pişmiş ve ezilmiş patatesin özellikle püre haline getirildiğinde glisemik indeksi çok yüksektir. Patatesin genelde yüksek glisemik indekse sahip bir yiyecek olduğunu da unutmayın. Canınız haşlanmış veya kızarmış patatesi çok çektiğinde sıcak sıcak yemek yerine soğutup öyle yiyin. Patates (haşlanmış veya kızarmış) soğutulduğunda glisemik indeksi azalıyor. Önce soğutulup sonra yeniden ısıtıldığında bile glisemik indeksi daha düşük oluyor. Patates ne kadar taze ve küçükse glisemik indeksi o oranda düşük oluyor.  

Pratik olarak yeşil soğan, sarmısak, turp, kabak, karnabahar, lahana, salatalık, marul, kıvırcık, ıspanak ve patlıcanın glisemik indeksi sıfır kabul edilebiliyor. Bu yiyecekleri sofranızdan eksik etmeyin.   

EGZERSİZ süresince ağızdan değil, burundan nefes almaya çalışın. Yemekten hemen önce veya hemen sonra egzersiz yapmayın.  

Beslenme listenizde yer alan karbonhidratların glisemik yükünü, yani kilo yapıcı etkilerini azaltmak istiyorsanız bunun en etkili yollarından biri daha fazla lif-posa tüketmeniz. Fazla posalı beslenmenin özellikle kolon kanseri için de ciddi bir koruma sağladığı da biliniyor. Bunun nedeni posalı yiyeceklerin içindeki liflerin bağırsaklarda yağ ve şekeri emen bir sünger gibi davranması, ayrıca bağırsak duvarını kaplayarak yiyeceklerin içindeki yağ ve şekerin daha az emilmesini sağlaması. Prensip olarak posa-lif herhangi bir yemeğin glisemik yükünü azaltmanın en kolay yoludur. Kuru fasulyenin makarnadan, bulgurun pirinç pilavından daha az kilo kazanımına yol açmasının sebebi düşük glisemik indeksi ve bunun nedeni de kuru fasulye ve bulgurdaki yüksek posa içeriği. Yulaf kepeği, öğütülmüş keten tohumu eklenmiş salata veya yoğurtlar, bol salatalık eklenmiş cacık, her öğünde bol salata çeşitleri, yemeğe bol sebzeli az yağlı bir çorbayle başlamak, ara öğünlerde şeker oranı düşük meyveler ya da sebze parçaları atıştırmak günlük posa tüketiminizi arttırmanın en kolay yolları.  

Reflü olasılığını en aza indiren yağların başında zeytinyağı geliyor. Mide ülserine yol açabilen “helikobakter” isimli mikropların midede üremesini de bu yağ engelleyebiliyor. Zeytinyağında eklemlerde iltihabi değişimleri azaltan, ağrı sorununu baskılayan bazı maddelerin bulunduğu da biliniyor. ıyi kolesterol HDL'yi azaltmadan kötü LDL'yi düşüren tek bitkisel yağ da zeytinyağıdır.  

Su sağlık için zorunlu bir maddedir, her gün düzenli olarak sağlıklı ve temiz su içmek gerekir. Susuz bir yaşam mümkün değildir, az su içmek sağlıklı hali sürdürmeyi güçleştirir. Bu bilgilerin hepsi doğru. Ne var ki suyun fazlası da zararlı olabiliyor. Günde 6-8 bardak su içmek sağlığa iyi gelirken, işi abartmak bir süre sonra sağlık problemlerine bile yol açabiliyor. Aşırı su sonucu ortaya çıkan “su zehirlenmesi” diye bilinen bir tıbbi sorun bile var. Bu nedenle susuz kalmayın ama vücudunuza habire su pompalayıp suda boğulmamaya da dikkat edin. Yeterli su içtiğinizi anlamanın kolay yolu tuvalete gittiğinizde idrarınızın rengini ve miktarını kontrol etmeniz. Az miktarda ve koyu renk bir idrar yapıyorsanız bu yeterli sıvı almadığınızın işaretidir. Berrak ve bol miktarda bir idrar ise sıvı ihtiyacınızın olmadığını gösteriyor.



0 yorum :

Yorum Gönder